Bölge Hakkında




Fethiye Mendos dağının eteklerinde adını verdiği körfezin çevresine yerleşmiş şirin bir Akdeniz şehridir. 3. jeolojik zamanda meydana gelen çökme ve yükselmelerle oluşan yüksek sıra dağlar ve dağların eteklerindeki yüzlerce koy ve tüm Fethiye sahil şeridinde birbiriyle kucaklaşmış gibidir.

Toros'ların güneybatı ucunu oluşturan ve yükseklikleri 2000m. yi geçen bu sıra dağlar ( ki antik çağda bunlara Kragos ve Antikragos adi verilirdi) İç tarafa hiç geçit vermeksizin denize paralel olarak devam eder.

Akdeniz iklimine has ılık ve güneşli bir kış gününde kordondaki çay bahçelerinden birinde çayınızı yudumlarken, etekleri çam ormanlarıyla bezeli başı dumanlı bu dağlar, doruklarındaki karla size bir kez daha cennete hoş geldiniz diyecektir. Kurak, uzun ve sıcak yazlar, yağışlı, ilik ve kısa kışlar Fethiye’nin iklim özelikleridir.

Yaz ayları 30-40 derece olan sıcaklık, kışın genellikle 10 derecenin üzerindedir. Hiçbir mevsiminde 16 derecenin altına düşmeyen turkuvaz renkli bu sularda yılın dokuz ayında denize girilebileceği düşünülürse, Fethiye’de yaz ve bahar olmak üzere sadece iki mevsimin sürdüğünü söylemek pek yanlış olmayacaktır.

Tatiliniz boyunca Ölüdeniz ve Fethiye çevresinde gezip göreceğiniz pek çok tarihi ve turistik yer bulunmaktadır.

Bunlardan bazıları:

Ölüdeniz Tabiat Parkı: 
Dünya Turizm Literatüründe resmi en fazla kullanılan Ölüdeniz Tabiat Parkı ( Kumburnu ), otelimize yürüyüş mesafesinde olup, giriş, şezlong ve şemsiye ücrete tabiidir

Fethiye Müzesi: 
Müzede Arkeoloji ve Etnografya salonları bulunmakta, Pazartesi dışında her gün sabah 09:00-18:00 arası açıktır

Kayaköy: 
Kayaköy, birbirinden çok farklı iki yerleşim alanından oluşmaktadır. Bunların birincisi, turizmde de önemli yeri olan, 19. yüzyıl başında kurulmuş, yamaçlara dayalı ve nispeten yakın tarihli bir yerleşim olmakla birlikte, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde, tamamı Rum, 3000 nüfuslu bir kasaba boyutuna ulaşmış, eski adları Levissi veya Karmylassos şeklinde geçen köydür.

1957 Fethiye Depremi ile evler harabeye dönüşmüş olsa da, canlı müze niteliği ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Eski Kayaköy'de halen yaklaşık 40 hane mevcuttur. İkinci yerleşim, 1923 Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi ile Kayaköy'de iskan edilen Batı Trakya Türklerinin buradaki altyapıya ayak uyduramamaları nedeniyle, bu göçmenlerce ovada kurulmuş daha büyük boyutlu kısımdır.

Kelebekler Vadisi : 
Kelebekler Vadisi, Ölüdeniz belde sınırları içerisinde bulunan doğal bir hazinedir. Sahip olduğu endemik türler nedeniyle dünya mirası olarak korunması önerilmiş 100 dağdan biri olan Babadağ'ın eteklerinde bulunan Kelebekler Vadisi, 8 Şubat 1995'de 1. derecede doğal SİT ilan edilmiş ve her türlü yapılaşmaya kapatılmıştır.

350 metreye ulaşan sarp kayalık duvarlarla çevrili olan Vadi ismini, barındırdığı 80'den fazla kelebek türünden ve özelliklekaplan kelebeğinden almıştır. Kaynağı Faralya köyünde bulunan ve 50 metre yükseklikten dökülen şelale, Vadi'nin ortasından geçen bir dere ile Akdeniz'e ulaşır.

Çalış Plajı:
Çalış Plajı , Fethiye'ye 4 kilometre uzaklıktadır . Çalış Plajı'ndan Fethiye'ye , gün boyu sık aralıklarla çalışan dolmuşlarla ulaşabilirsiniz .

Ayrıca ,denize varmadan hemen önceki köprünün altında  deniz dolmuşlarını da denemenizi tavsiye ederim . Denizden Fethiye'ye varışın keyfini çıkarırken denizin serinliğini yaşayacaksınız . Saatte bir kalkan belediye otobüslerine kendinizi ayarlayabilirseniz daha seri olarak Fethiye'ye ulaşabilirsiniz .

 

Telmessos Antik Tiyatrosu: 
Antik kaynaklar Telmessos’da büyük bir tiyatronun olduğundan bahsetmekteydi.1993 yılında Fethiye Müze Müdürlüğü başkanlığında yapılan sondaj kazılarında erozyonla dolmuş olan 3-4 metrelik toprak tabakası altında tiyatronun oturma sıraları bulunmuştur.

1995 yılına kadar sürdürülen çalışmalar sonucu tiyatrodan kalabilen tüm kalıntılar bugün gün ışığına çıkartılmıştır. Erken Roma döneminde inşa edilen M.S. 2.yüzyılda onarım geçiren tiyatronun 5000 kişi kapasiteli olduğu ve Bizans döneminde arena olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Şimdiki haliyle 1500 kişinin kullanımına cevap veren Telmessos Tiyatrosu’nun onarımı için röleve projesi tamamlanmıştır

Tlos Antik Kenti: 
Fethiye'ye 35 km. mesafede Yaka Köyü'nde bulunmaktadır. Kent geniş bir alana yayılmasına karşın, kalıntılar akropol ve çevresinde odaklanmıştır. Kente girişindeki akropolün hakim görüntüsü ziyaretçileri hayli etkilemektedir.

Yaklaşık 500 rakımlı dik yamaçlarla doğal açıdan korunaklı akropol tepesinin çevresi, yer yer sur duvarları ile tahkim edilmiştir. Akropolün kuzeydoğu yönündeki erken döneme ait sur duvarları ile kaya mezarları Likya kültürünün örneklerindendir. Daha çok doğu ve güneydoğu kesimde izlenen sur duvarları ise Roma Döneminde inşa edilmiştir. Bunların Bizans Döneminde de onarım gördüğü bilinmektedir. Bu onarımda değişik yapı kalıntılarıyla lahit mezarların taşlarından yararlanılmıştır

Saklıkent Kanyonu : 
Yaklaşık 15 km uzunluğunda, içinde Bey Dağları'nın kaynak suyunu bulunduran eşine az rastlanır bir doğa harikasıdır. Fethiye'ye gelmeden Saklıkent-Kemer kavşağından, Saklıkent istikametine doğru hareket ettiğinizde, 32 km mesafe yapmanız gerekir. Tlos antik şehrine çok yakındır.

Kanyonun keşfi ise çok yakın bir tarihe dayanmaktadır. Rivayetlere göre bir çobanın keçisini buraya kaçırması sonucunda keçisinin peşinden gitmesiyle keşfettiği kanyon, çevre yerleşkelerde merak konusu olur. Burada sonsuz bir soğuk su akar. Akıntı çok şiddetlidir. Çobanın burayı bildirmesinin ardından Çevre ve Orman Bakanlığı'nın Saklıkent'i Milli Park ilan etmesinden sonra, özel firmalarında da desteği ile Saklıkent bugünkü halini alır. Kanyon girişi ücretlidir.

Letoon: 
Kaş-Fethiye yolu takip edildiğinde, Xanthos'u geçtikten 4 km sonra güneye ayrılan yoldan Letoon'a ulaşılır. Letoon'un Lykia şehir devletlerinin, kültür merkezi olduğu düşünülmektedir. O dönemlerde milli festivaller burada yapılırdı ve papazları da federasyonda en yüksek mevkiye sahipti.

İon ve Dor tarzlı tapınakların arasında daha küçük boyutlarda (18m x 8m) ve harika olarak nitelendirilebilecek duvar işçiliğiyle inşa edilmiş bir tapınak daha vardır. Tapınakların güneyinde, MS 7. yy'da terkedilmiş olan, bazilika şeklinde bir kilise ve bir de manastır bulunmuştur. Kazılar sırasında tapınak kalıntılarının arasında Lykia tarihine ışık tutabilecek ve yazısının çözümüne yardımcı olabilecek nitelikte yazıtlar bulunmuştur

Yakapark: 
Antik Tlos’ gezdikten sonra, Yaka Köyüne kadar gelmişken Yaka Park’ta bir mola verebilirsiniz. Yaka Park, Yaka Köy’den 1 km yukarıda. Kaş, Kalkan, Fethiye çıkışlı jeep safaricilerin durak noktalarından biri olan Yakapark’ın anıt olmuş ağaçları, kademeli terasları, havuzu, su kanalları, hamakları, kerevetleri, taş masalar ve köşkleri ile çevreyle olan uyumunu hemen fark edeceksiniz.

Barın tezgahı taştan yapılmış ve kenarından buz gibi suyun aktığı bir kanal geçiyor. İçinde de alabalıklar dolaşıyor.. Alabalıklar kedi gibi, sevilmekten hoşlanıyorlar, kaçmıyorlar.

Pınara: 
Fethiye'ye 45 km. mesafede Minare Köyü yakınında bulunmaktadır. Likçede Pinale veya Pinara "yuvarlak" anlamına gelmektedir. Mitolojiye göre Xanthos'un nüfusu çok artınca yaşlılardan bir grup kentten ayrılarak Kragos Dağı'nın eteklerinde yuvarlak bir tepe üzerinde Pinara Kenti'ni kurmuşlardır.

Kentten günümüze ancak kaya mezarları ve lahit mezarlar ile sur duvarları, hamam, tiyatro, agora, odeon gibi yapıların kalıntıları ulaşmıştır. Birkaç büyük deprem geçirmiş kent M.S. 8. yüzyıldan sonra önemini bütünüyle yitirmiştir.

Gemiler Adası 
Muğla iline bağlı, Fethiye Körfezi'nin güney ucunda, Fethiye'ye 9 km. mesafede bir adadır. Yörede Gemile Adası olarak bilinir. 'Gemiler Adası' ismi bunun daha Türkçeleştirilmiş şekli olmalıdır.

Ada üzerinde Bizans İmparatorluğu döneminden kalma kilise kalıntıları bulunmaktadır. O dönemdeki adı Aya Nikola (Aziz Nikola) idi. Karşısındaki Gemile Koyu (Gemiler Koyu) ve plajı ve Gemile Vadisi (Gemiler Vadisi) ile birlikte bir doğa harikası oluşturan Gemile 1. Derece Doğal Sit Alanı'nı oluşturmaktadır.

Cadianda:
Likçe adı Cadavanti olan Cadianda,Fethiye'ye 20 km uzaklıktaki Yeşil Üzümlü bucağı yakınında yer almaktadır. Tarihi MÖ 5.YY a kadar uzanan kentin Roma İmparatorluğu döneminde çok canlı ve zengin bir yerleşim yeri olduğu bilinmektedir.Denizden 600 mt yükseklikte,çevresi muntazam olmayan taşlarla örülmüş bir surla çevrili kentin kuzey girişinde 4 adet Likya tipi mezar bulunmaktadır.

MÖ 4.YY da yapıldığı sanılan mezarların 3 tanesi ev tipi olup bugün yıkık durumdadır. Tek bir kayadan oyulmuş 4.mezarın güney yüzünde divana uzanmış bir adam,kuzey yüzünde ise elindeki mızrak ve kalkanla hasmına saldıran bir atlı figürü yer almaktadır.Akropol'ün kuzey girişinde ilk karşılaşılan yapılar Dorik tarzı bir tapınağa ait olduğu sanılan kalıntılar ve Roma Dönemine ait İmparator Vespasianus tarafından yaptırılan yontma taş bir hamam kalıntısıdır

Göcek : 
Fethiye Körfezi içerisinde yer alan ve Göcek koyu olarak anılan sahil bandında deniz kıyısında yoğunlaşmış bir yerleşimdir.  Denize açılan Güney yönü hariç etrafı dik yükselen dağlarla çevrili olan Göcek, bu dağların arasında ki tek kuytulukta yer alan sınırlı bir araziye sahiptir. 

Göcek, 1980'li yılların başına kadar küçük ve sessiz bir köy olarak yaşayagelmiştir. Türkiye'deki turizm bilincinin gelişmesine paralel olarak keşfedilen Göcek, bu tarihten sonra hızla büyümüş ve bölgede ki önemi artmıştır.

Kusursuz doğası ve denizi ile popüler bir rivyera olarak kabul edilen Göcek'te Yat turizmi son derece yaygındır. 

Göcek içinde bulunduğu körfezin coğrafi yapısı nedeni ile sakin ve korunaklı bir liman görevi görmektedir. Birbirinden güzel sayısız koyları, irili ufaklı tropikal şekilli adaları ve tertemiz turkuaz suları ile tatilciler ve deniz tutkunları için aranan tüm özellikleri bünyesinde barındırır. Göcek koyunun bu özellikleri açık deniz ve mavi yolculuk sevenlerin tekneleri için de mükemmel bir mola verme ve barınma noktası olmuştur. Bu ihtiyacı karşılamak üzere Göcek merkezinde dört ayrı uluslararası marina bulunmaktadır.